Kentlerin Doğuşu-Dominique Valbele Yerleşik hayata geçişten bir sonraki aşamada gelen kentli hayata geçiş, uygarlığımızın temel taşlarından biri olduğu gibi, başlangıcından itibaren çok değişik modelerin denenmesini gerektirmiştir. Modelerin bu şaşırtıcı çeşitliliği, tecrübelerin böylesine kaynaşması, bütün doğuş evrelerinin ortak özeliği olarak değerlendirilmeli ve kentlerin doğuşu da, bir bakıma, çağdaş dünyanın doğuşu olarak algılanmalıdır. Kentlerin Doğuşu, Neolitik Çağ'ın şüpheli kentleşme örneklerinden ve sonrasında da Sümer sitelerinden yola çıkarak milatan önceki son bin yılda beliren, dev metropolere uzanan ve Mezopotamya, Suriye, Filistin, Mısır ve Anadolu coğrafyalarını kapsayan geniş bir ufuk turudur. Okur, eserin kendisini çıkaracağı gezinti sonrasında, uygarlığnın kökenlerine ait pek çok parçanın zihninde daha iyi ve net yerleştiğni görecektir. Kentlerin Doğuşu, bir yandan ülkemizin gündemde kavramlarından kentleşmenin tarihine ilişkin bir referans oluşturacak bir yandan da mirasçısı olduğumuz uygarlıkları ilgi, bilimsel soğukanlılık ve nihayetinde gururla izlememize imkan verecek, geçmişimizi tam ve doğru bir şekilde izleyebilmemizin güneyimizde uzanan toprakların tarihi hakında da iyi bilgi sahibi olma şartından geçtiğini bir kere daha ispatlayacaktır. (Arka Kapak).