Karimi öldürdünüz, oglumu öldürdünüz ama bu yetmedi. Servetim kadar büyük bu evde tek basima kaldigim için kaybettigimin oglumun yerine eve bir çocuk aldim. Yabanci bir aileden seçtim çocugu ve bir süre yeniden mutlu oldum. Ama oglan büyüdükçe ve sevgim güçlendikçe param ona kalacak diye kiz ve erkek kardeslerim rahatsiz olmaya basladi, oglumun ölümüyle servetimin onlara kalacagini garanti etmislerdi ama simdi rahatsizlardi ve bir gün hatirliyor musun, Hudson? Hatirliyor musun, Lemuel? Oglani degirmenden getirip önüme ölüsünü atmistiniz! Büyük kayislarin arasina tökezleyip düsmüstü ama kim ona seslenip de korkutmustu? Merhaba! Ne diyorsun, Luke? Ne diyorsun, John? O korkunç sabah kimin makinelerin arasinda gezdigini ben söyleyebilirim. …Bana verdiginiz sarabi kana kana içen ben, üç hafta yasadim ama benim sarabimi içen sizlerin birak üç saati, üç dakikasi bile yok. Avukatin agzindan dökülen bu son cümleyle masadakiler ölüm korkusuyla feryat figan etmeye basladi. Çigliklar, ulumalar, merhamet dilenmeler, tüyleri diken diken eden inlemeler, küfürler girla gidiyordu, öyle ki duymamak için kulaklarimi kapattim… Daha az göster