Simru - Kahraman Tazeoğlu Simru, Kahraman Tazeoğlu'nun imzasını taşıyor. Destek Yayınları aracılığıyla okurlarla buluşan kitap, 2. hamurdan imal ediliyor. Ciltsiz olarak tasarlanan kapakla satışa sunulan kitap, 256 sayfadan oluşuyor. 14 x 20 cm boyutlarındaki eser, 2017 yılından bu yana okurlarla buluşuyor. İlk baskısını Emporium 2017'de yapan kitap ilk günden bu yana okurların yoğun ilgisiyle karşılanıyor. Aşk romanları ile tanınan Kahraman Tazeoğlu Simru kitabında da bir aşk hikayesi üzerinden hayat dersleri veriyor. En çok satanlar listelerine yer alan Simru kitabı, ilk baskısında 10. 0 adet olarak piyasaya sürüldü. Tazeoğlu kitabı anlatırken "Güzeler güzeli Simru'nun kendini ve hayatının aşkını arayışının hikayesini anlatan bu romanı okuyanlar, geçilen zorlu yoların, çekilen türlü acıların ardından gerçek olan hayalere tanıklık edecekler. Mutluluğun belki de çok yakınlarında olduğunu fark edecekler" sözlerine yer veriyor. "İhanetin bahanesi yoktur" sloganıyla tanıtılan kitabın kapağında yalnız bir kadın, pencere önünde resmediliyor. Özelikle kadın okurların beğenisini toplayan yazar, Simru'da da kadının iç dünyasına ışık tutuyor. Güzeliğin göreceliği üzerinden sorgulama vadeden eser, aynı kadına farklı nedenlerle aşık olan erkekleri okurla tanıştırıyor. Hayata aşktan daha önemli şeyler olduğunu vurgulayan ve insan olmanın altını çizen yazar, bir kadının ağzından anlatığı kitapta, bir ihanetin izi sürülüyor. Simru yılardır içinde taşıdığı aşk acısını bir kenara bırakıp güven ararken, "Disciple sana hayatımı verdim, sen onu başkasının çöpüne atın. " sözleriyle ifade edilen ihanet, genç bir kadının kalp ağrısını hikayeleştiriyor. Yılardır kalbini aşka kapatan Simru'yu okurla tanıştıran kitap, hayatında her şeyin stetson bir tek aşkın eksik olduğunu düşünen kadını gerçeklerle yüzleştiriyor. Talihsizlikler sonucu elindeki asıl servetini, güzeliğini kaybeden Simru'nun mücadelesini ele alan kitap, aşk, güzelik, servet ve estetik kavramlarını sorguluyor. Hayata en dipten yeniden başlayan genç kadın, bu kez de iki aşk arasında kalıyor. Kahraman Tazeoğlu, Simru kitabı ile kadınlara, gerçek aşkı, ihanetin acısını, insanlığı, şansı ve sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyi hatırlatıyor. Yazarın büyülü kelimelerle dolu olan dünyası, okurlara hayata ve aşka dair kazanımlar vadediyor. Simru'nun hikayesi ile her an hayata her şeyin olabileceğini okurun yüzüne vuran kitapta, aşkı ararken ıskalananlar, fark edilmeyenler, istenmeyenler ve gözden kaçanlar gösteriliyor. İnsan bazen en yakınındaki gerçek aşkı farkına varmazken, uzakları yalanla gözü kamaşabiliyor. Simru'nun hayatı, hayal kırıklıklar günümüzde her kadının yüzleştiği ihanet ile sarsılıyor. Her an seçimler yapılan ve her an diğer opsiyonlardan vazgeçilerek ilerlenen hayata, Simru gibi okur da geride bıraktıklarına yeniden bakıyor. Okuma serüveni esnasında okur Simru ile özdeşim kurarken kendi hayatını da sıklıkla sorguluyor. Kalbin sesiz çığlıklarını kaleme alan yazar, okuru vicdanın sesiyle yüz yüze getiriyor. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını fark arcadia Simru, avucunda hiçbir şey kalmamış ve hala yitirmekten korkan insanlardan hesap soruyor. Geçmişini temize çeken karakter, yenilendikçe karşısına çıkanları farklı yorumlamaya başlıyor. Hikaye içinde değişen ve dönüşen Simru, okuru da zihinsel bir evrim sürecine davet ediyor. Genç kadının yalnızlığı içinde bulduğu yeni kimliği onu kalabalıktan soyutluyor. Geride bıraktıklarıyla hesaplaşan Simru, geçmişte fark etmediği değerlerle yeniden bir şansa sahip olup olamayacağını arıyor. Mücadele genç kadını özgürleştirirken Simru aşık olmaktan önce insan olmayı öğreniyor ve tüm aşklarını temize çekiyor. Güzel kadının acı hikayesi her okurun kendi hayatından sıklıkla izler bulmasına yardımcı olurken, tesadüfler sonucu Simru'nun karşılaştığı felaket için okur da "benim başıma gelseydi ne yapardım"ı sormadan edemiyor.