Şehzadebaşı Sohbetleri “…Bunun için Müslüman, hadis kelimesini imanın gereği olarak dinler, ’hadismiş’ demez, ‘Resululah’a hicret etmek gibi bir şey’der. Medine’ye gidemeden yüreği medineleşmiş Müslüman bu Müslümandır. Ona o zaman her yer Medine olur. Tıpkı Resululah’ı görmediği halde Resululah’ın onu görmek istediği bir adam olmaya hak kazanan Üveysi’l Karni’de olduğu gibi. Bu sebeple kardeşlerim, sünet demek, Resululah’ın hadisi demek, bizim için şu fani dünyaya baktığımız pencere demektir. Ebubekir’in mağarada gördüğünü görmek demektir. Resululah salalahu aleyhi ve selemin yanında kılıç kulanarak şehit olmak için mücadele eden Müslüman gibi ben de herhengi bir sünete sarılırken kendimi ‘Hamza ile buluşacağı eylemi gerçekleştiren bir Müslüman‘ olarak görebiliyorsam ideali büyük bir Müslümanım demektir. Bugün Resululah salalahu aleyhi ve selemin mübarek vücudu, peşinden gidilen bir vücut olarak aramızda olmasa da, onun mübarek süneti bağrımızda olduğu sürece, beğenmek-beğenmemek, şartlarını belirlemek, sıcak-soğuk gibi bir tercih yapmadan ‘buradayım ya Resululah!’ diyebiliyorsak Ebubekir’in tavrıyla özdeşleşmiş bir tavırda bulunduğumuz için inşalah cenetide on binlerce sahabi ile beraber paylaşacağız. ” Bol okumalar dileriz.