“Psikanaliz tedavisi saglikli ve patolojik durumlari birbirinden ayiran sinirlarin aslinda zannedildigi gibi keskin olmadigi ve birinden digerine geçisin mümkün oldugu fikri üzerine kuruludur. Analizdeki kisinin kendisinin de fark edecegi gibi tedavi olmakla kendini tanimak, kendi ruhsalliginin derinliklerini kavramak ayrilmaz sekilde iç içe ilerler. Günümüzün en sansli bireylerinin sanatçilar oldugu söylenebilir, çünkü onlarin kendi karanliklarini emanet edebilecekleri emniyetli ve çok zengin potansiyellere sahip bir yer vardir: Sanat yaratisinin gerçeklestirildigi alan. “Zaten birçok sanatçi da bunun farkindadir: Eserlerini yaratirken kendi içlerinde de bir dönüsümün gerçeklestigini biliyorlar ve sanatlari araciligiyla kendi karanliklarina dalip, içsel bir yolculugu tamamlayip kendi derinliklerinden hakikati nasil bulup çikardiklarini anlatiyorlar bize. “Tipki psikanaliz tedavisinde oldugu gibi sanatsal yaraticilikta da esas olan bireysel süreçlerin tekilligi ve biricikligidir. Farkli tarihlerde kaleme aldigim ve Hermann Melville’den Henry Bauchau’ya, Sevim Burak’tan Selma Gürbüz’e, Alvin Lucier’den Mehmed Siyah Kalem’e farkli ressam, yönetmen, besteci ve edebiyatçilarin eserlerine odaklanan bu denemeler, sanatsal yaraticilikla psikanalitik düsüncenin kesistigi noktalardan dogan bu tür tekil örnekler getirmeyi amaçliyor.” ―Nilüfer E. Güngörmüs Daha az göster