Rüzgârlı Ceket-Hüseyin Peker “Ortalama okuyucunun romanlarda yaşamak istediği aşklar, tutkular, hareketli ve parıltılı hayatlar yok onun metinlerinde. Tersine ekonomik bir dil kulanarak kaleme aldığı roman ve öykülerinde alışılageldik tarzda bir hikâye anlatıcılığından mümkün olduğu kadar kaçınıyor Peker… Ne olağandışı başlangıçlar var yapıtlarında, ne sürprizlere yer verilmiş, ne de okuyucuyu rahatlatan, duygulandıran sonlara. İşi, kasaba kahvesi, evi ya da meyhanesi arasına sıkışmış, dümdüz, beklentisiz bir hayatı anlatmaya koyulmuş.” – Ömer Türkeş “Peker'in en önemli ustalarından birinin Dostoyevski olduğu söylenebilir. Bukowski ustası değil, olsa olsa yol arkadaşıdır. Borges, Kafka, Edgü, Sait Faik, Yusuf Atılgan çok sevdiği yazarlardan olmalı… Sonuçta bazı  insanlar savaşmayı, bazı insanlar kaçmayı seçerler. Bazı insanlar bunu kabulenir, bazıları da yılarca, yaşam boyu onun suçluluğunu yaşarlar. O suçluluğu bastırmak için durmaksızın içerler. Tüm Peker kahramanları gibi… Yaşı altmış küsur olabilir ama telaşa gerek yok. O genç bile değil henüz. Önünde çok uzun yılar var. Genel bir ifadeyle Hüseyin Peker için hüzünlü bir berduş, yazdıkları için de hüzünlü berduşun yaşamından kesitler denebilir. – Yusuf Alper