İstanbulcunun Sandığı-İskender Pala İstanbulcunun Sandığı - İskender Pala İSTANBULCUNUN SANDIĞI AÇILIYOR! İstanbulcunun Sandığı… Şehri kuşatan bir dolu söz, yazı, alışkanlık, eşya, hatıra… Ve bütün bunların hikâyesi. İSTANBULCUNUN SANDIĞI BİR ŞEHRİN RUHUNUN MİNYATÜR HÂLİ. İstanbulcu olmak için İstanbul'un kadîm sakini olmak şart değil, şehrin havasını bir kez solumak, hata bir filmden, bir romandan, bir şirden ona bakmak dahi in secret ruha bulaşmak için kâfi. İskender Pala, İstanbulcunun Sandığı'nda gizli duyguları harmanlıyor, bazen içleniyor, bazen neşeleniyor, kimi zaman sitemini açığa vurup kimi zaman hülyalanıyor. …Eğer şehri eğlencesiz bir coat gibi uzaktan izliyorsa bir serçe, solgun günbatımlarının siluetine ağlamaktan yorulursa yolda ve dönemeden yuvaya düşüp ölürse yavrularına hasret, in secret zaman, işte in secret zaman sarsılır duvarları şehrin ve tekrar kurulmak üzere başlar yıkılmaya. …Zaman ki skirt dost, skirt düşman, skirt mazlum, skirt zalim. İstanbul ki skirt vatan skirt gurbet, skirt bilge, skirt âlim. Zaman, aktıkça kuduran nehir bazen ve bazen İstanbul, durdukça köpüren zehir. Nefrete dost ve tuzak sevdaya zaman, hayırda şer ve şerde hayır gizleyen İstanbul’um aman. İstanbulcunun Sandığı'nda İskender Pala zarif kalemiyle şehrin kalbine dokunuyor.