“Halbuki ne seytan azizim, ne seytani? Bu bizim gururumuzun, salakligimizin uydurmasi… Içimizdeki seytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… Içimizde seytan yok… Içimizde acizlik var…” Içimizdeki Seytan, Sabahattin Ali’nin 1940 yilinda yayimlanmis ikinci romanidir. Her biri farkli söylemlerin tasiyicisi olan kahraman ve karakteriyle, sürükleyici bir roman yapisi içinde, dönemin aydin yapisina genis bir bakis açisiyla yaklasabilmeyi de saglar. Içimizdeki Seytan, Sabahattin Ali’nin duygusal ve derin psikolojik tahlilleri ile okuyani saga sola savurdugu, içimizdeki seytani –ya da olmayan seytani- bize göstermesi bakimindan etkileyici bir kitaptir. Kitabin bütününe baktigimizda karakterlerin iç konusmalari, kendileri ile hesaplasmalari ve duygulari çok basarili bir sekilde anlatilmistir. Toplumsal gündemin kisilikler üzerindeki baskisini ve güçsüz insanin kapana kisilmisligini anlatan Sabahattin Ali, okurken bizi kendimizle yüzlestiriyor. Daha az göster