Helen Ve Roma Tarihinin Anahatları - Bülent İplikçioğlu Helenler ve Romalılar’ı daha sonraki Batı kültür ve uygarlığının ataları yapan gelişimin düşünsel çıkış noktaları, her iki toplumda da aynı temelere dayanmış görünüyor, Felsefe, edebiyat, sanat konularında ölümsüz eserler veren, duygu dünyası gelişmiş, teorik, fakat istikrarsız Helenler’in aksine, Romalılar, cidi, akılcı, pratik ve istikrarlı idiler. Düzen anlayışı, çalışkanlık, hukuk sistemi ve ordu organizasyonu ile devlet yönetiminde gösterilen pratik yetenek, Roma’nın büyüklüğünün koşularını oluşturuyordu. Helenizm Devri’ni saymazsak, büyük teritoryal bir devlet kuramayan bireyci Helenler’in aksine, Akdeniz havzasında büyük bir imparatorluk kuran Romalılar’da, vatandaşın devletine karşı sorumluluk ve görevleri, yani toplumcu bir anlayış ön plandaydı. Romalılar, ancak Helas da dahil olmak üzere tüm Akdeniz bölgesini ele geçirdikten sonra, bilim ve sanatlarla ilgilenmeye başlamışlar ve geniş ölçüde Helen kültürünün etkisinde kalmışlardır. Buna rağmen, Romalılar’ın da düşünsel yaşamın birçok alanında kısa süre sonra üretici ve yaratıcı bir duruma geçmişlerdir. Bu eserde, Helen ve Roma tarihinin sosyopolitik ve sosyo-ekonomik yönleri hakında kısa, fakat sistematik bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler, geniş kapsamları dikate alınarak eserde yer verilmemiş olan, Helen ve Roma tarihine ilişkin sosyo-kültürel konuların dinamiklerinin daha iyi anlaşılmasına da katkıda bulunacak niteliktedir.