Dank Dank - Sinem Sal Ben Deli Derviş! Bir tekede oturuyorum. Bir gün biri gelirse, kendime inanacağım. Herkesin bir hikâyesi vardır. Ama herkesin bir anlatıcısı yoktur. Süper olmayan süper kahramanlar, tekesini terk eden dervişler, bir yıldız tohumunun peşinde elerini kana bulayanlar, sarı bir tablo için yokuş yukarı koşmasını öğrenenler, tüm şehri etkisi altına alan hisizlik hastalığıyla savaşanlar, yastıklarının altına mayın döşeyen aileler, gizli teşkilatlar, patlayan silahlar, patlamayan silahlar, cenaze evleri, mezarlıklar, yiv, set, dank! Sinem Sal hiçbir yerde yayımlanmamış öyküleriyle karşınızda. Şimdi elinizdeki uyku haplarını yavaşça komodinin üstüne bırakın! Merkeze girerken kardeşime el salamıştım. Hastaları düzene sokuyordu. Henüz Toza Soranlar ekibine katılmamıştı. Ona ve hastalara baktım. Bakmaya ihtiyacım vardı. Etrafımdaki her şey o kadar hareket ediyordu ki benim hiç kıpırdamadan anlamaya ihtiyacım vardı. Anladığımda bir şey hisetmeye ihtiyacım vardı. Bu halime alışmamaya ihtiyacım vardı. Bu çağa Hisizlik Çağı dediler, ama bence bu çağ Hırıltı Çağı. Hepimizin içinden bir ses geliyor, yaşadığına dair. Anlamı yok. Bu çağ, kesinlikle Hırıltı Çağı…