Anelik, hamilelik ve doğumla başlayan eşsiz bir süreçtir. Bu süreçte hayalere ve değişimlere bir de endişe eşlik eder. Ane adayı, birbirinden farklı ebeveynlik trendleri arasından içine sinen bir anelik modeli bulmaya çalışırken geleneksel anelik de bir kenarda seçilmeyi bekler. Peki bir seçim yapmak, bir formül belirlemek gerekli midir? Bir Anenin Doğuşu, bu karmaşanın arasında bebeğin ve anenin biricikliğine vurgu yapıyor. Aneliğin mükemel bir formülü olmadığını, bebeğini tüm varlığıyla seven, onun bir birey olduğunu kabul ederek fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını zamanında karşılayan her anenin yeterli bir ane olduğunu anlatıyor. Geri kalan her şey için anenin, anelik içgüdülerine güvenmesini söyleyen Psikoterapist Zeynep Dizmen, kendi anelik sürecinden de yola çıkarak ane adaylarına ve anelere tavsiyelerde bulunuyor. "Ane olma yolu, nesilden nesile fısıldanan gizemli bir ezgiyi ruhta duyabilmek, yüreğine işlenmiş içgüdüyü bulabilmektir. 'Nasıl daha iyi ane olurum?'u değil 'İçimdeki daha iyi aneyi nasıl ortaya çıkarabilirim?'i sorgulamak, çocuğunun gözlerinin tam içine bakmak ve kendine 'Çocuğumun asıl ihtiyacı ne? Bu ihtiyacı giderebilmek için ne yapabilirim?' diye sormak, bilgi kirliliğini kendi gözlem ve çocuğunun biricik yapısıyla temizleyebilmekten geçer. Bilgi vardır sezgiyi köreltir, bilgi vardır sezgiyi yüceltir. Zeynep Hanım'ın yücelten bilgisine kalbinizi açınız. Bırakın kitabının içindeki notalardan kulağınıza fısıldanan ezgi, içinizdeki 'daha iyi ane'yi çağırsın. " -Uzm. Dr. Demet Danki Erken "İnsan ömrü boyunca kaç kez mucizeye tanık olur? 1? 5? 10? Peki, bunlardan kaçının mucize olduğunun farkındadır insan? Yaslanın arkanıza. Zeynep Dizmen size bu mucizelerin en kutsalını anlatmaya başlıyor. Külkedisi prensese, tohum ağaca, katre okyanusa, zere tüme dönüşüyor. Yine sayesinde yüceliyor, insanı, kadını, çocuğu mucizeye şahit ederek yüceltiyoruz. Okuyun. Mucizeye şahit olun. " -Dr. Deniz Dereli.