Osmanli Imparatorlugu'nun yikilisi sonrasinda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ülkenin maddi ve manevi birçok alanda kalkinma, yenilesme ve kurumsallasmasi dogrultusunda önemli devrimler gerçeklestirdi. Örnegin dil devrimi bunlarin basinda yer aldi. Arap alfabesi terk edildi, yerine Lâtin alfabesi getirildi. Bu alandaki en önemli adimlardan biri, bütün ülkeyi kapsayan olaganüstü bir imeceyle gerçeklestirilenTarama Sözlügü'ydü. Türk Dil Kurumu, dokuz ciltlik bu büyük birikimden Türkçe Sözlük'ü çikardi. Toplumu yeniden yapilandirma sürecinde birçok alanda gerçeklestirilen halkla iliskiler, özellikle Atatürk'ün ölümünden sonra aksamaya basladi. Ülkenin mutfak kültürü alaninda biriktirdikleri için gerekli tarama 1960'lara kalmisti. Halkbilim ve etnografya alaninda önemli çalismalariyla bir öncü de olan Hâmit Zübeyir Kosay ile ögretmen Akile Ülkücan'in yönettigi tarama, Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfagiadiyla 1961'de–çok geç bir tarih de olsa– yayimlandi. Kosay, kitabin “önsöz”ünde, “Bu eser, Türk mutfagi ve yemegi ile ilgili malzemeyi bütün teferruati ile tanitabilmekten henüz uzak oldugu cihetle bunu bir baslangiç sayarak eksiklerini tamamlamaya çalismak Türk ilim müesseseleri ve aydinlarimiz için milli bir vazife olacaktir” der. Fakat, o tarihten bu yana, halkbilim ve etnografya alanlarindaki kurumlarimizin bu ilgi alanini gelistiren bir çalismasi yayimlanmadi.Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfagi, 1980 sonrasi yayginlasan kitap müzayedelerinde gözde kitaplar arasinda yerini aldi. 1990 sonrasi ise, salgin hale gelen yemek kitaplari yaziciligi(!) için kaynak olarak daima birinci siradaki yerini korudu. Çiya Yayinlari,Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfagi'na sahip çikiyor ve onu yeniden yayimliyor. Onu “Yagma Hasan'in Böregi” gibi yagmalanmak için degil, onun eksiklerini tamamlamak ve gelistirmeyi umut etmek için... Daha az göster